Postmodern görünen yalnızlıklar

"Ayrı dünyaların insanlarıyız" dedi giderken. Unuttuğu çok şey vardı;
Ayrı dünyaların insanı isek neden aynı bulutlara bakıyorduk. Neden yağmur başlayınca camlara koşuyorduk. Neden sorusuna yanıtlar yoktu. Çünkü aklını da yanında götürebilseydi bunlar olmayacaktı.
-Sen iyi bir insansın Alper. Ama ben sana...
+Ama sen. Eeeee... devamı?

Yoktu devamı. Olması için de üç nokta yerine üç satırlık eften püften, etten dertten, tenden ruhtan, sözden paragraftan bir savunma metni lazımdı. Belli ki gitmesi gerekiyordu. Gitti.

O gitti şimdi. Biz kaldık başbaşa. Postmodern bir yalnızlığın adıdır insanın kendi kendisiyle konuşması.. derdi bu cümleleri yazan. Ayrı dünyalara, ayrı gezegenlere, aynı gökyüzüne baksakta.

Sahi kaç tane dünya var ki ayrı ayrı dünyalar sorusuna gark oluyoruz. Dur söyleyeyim. Bir dünya.. içinde kümeler halinde kümelenen milyarlarca dünya. Senin ki ayrı onun ki ayrı falan filan klişe ezber cevaplar.
Kişiler ve klişeler beni toplumdan soğutuyor ey yalnızlığım duyuyor musun?
Ağzımı bıçak açsaydı ona iki çift lafım olurdu:
"Benim bir dünyam vardı içinde sen.
Senin bir dünyan vardı. Dışında ben."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yanlızlık Senfonisi Vol-1

Fihriste-i Hüzn

Senfonik Yara